Yurtdışı İşlemler

yurtdisiAvrupa Birliğinin Topluluk Marka Tescili için Avrupa Birliğine üye ülkelerin hepsinde tescil edilebilmesi için tüm bu ülkelerde tescil edilmeye müsait olması gerekir. Başvurular Avrupa Topluluğu ülkelerinde tek tek incelenir ve tek tek marka sorgulama sı yapılır. Tek bir ülkede bile tescile engel bir durum çıkarsa diğer ülkelerde de tescil kabul edilemez. Yani Topluluk markası Tescili yaptırılamaz.

 

Başvuru yapıldıktan yaklaşık 6 ay sonra OHİM her ülkeden sonuçları toplar ve değerlendirir ve başvuru sahibine gönderir. Yaklaşık 3 ay sonra Topluluk Marka Bülteninde yayınlanır. 3 ay süreyle askıda kalır. İtiraz gelirse OHiM başvuru sahibini bilgilendirir. İtiraz gelmezse zaten tescil edilir. İtitraz durumunda başvuru sahibi başvurusunu geri çekebilir. Veya İtiraz eden firma ile anlaşmayı deneyebilir.

 

İtiraza cevap verilmesi tercih edilebilir. Topluluk marka başvurusunun bir ülkedeki markalarla benzerlik gösterdiğinden veya önceki topluluk markalarından reddedilme, iptal edilme gibi durumlar markanın Avrupa Birliğinin tümünde etkisini yitirmesine yol açacaktır.

 

Günümüzde firmalar pazardaki yerlerini sağlamlaştırmak için pek çok çalışma yapmaktadırlar. Büyüyebilmek ve gelişebilmek için sadece yurt içindeki pazarda değil dünya pazarında da kendilerini göstermeleri gerekmektedir. Firmaların markaları altında yer alan ürünlerin ihracatının yapıldığı ülkelerde tescilli olması hak ihlallerine karşı markayı ve şirketi koruma altına almaktadır.

 

Uluslar arası marka tescil işlemleri her ülkede değişiklik gösteren farklı ve uzun süre gerektiren işlemlerdir. Bu süreç içinde prosedürlere hakim olmak gereklidir. Uluslararası marka tescili başvurusu yapacak olan şirketlerin vekil firma tayin etmesinde yarar vardır. Bu vekil firma işlemlere ve sürece hakim olacağından şirket adına bu işlemleri sürdürmesi doğru olacaktır. Dünya markası olmak her firmanın hayalidir. Önemli olan bu süreçleri uzun vadeli düşünerek hareket etmektir. Kalıcı markalar meydana getirerek hem yerel pazarda hem de uluslar arası pazarda bu markaların korunmasını sağlayarak büyümelerine çalışmak gerekir.
Firmalar yoğun çalışmalar sonucunda ihracat yaptıkları ülkelerde markalarını duyurmakta ve yerlerini sağlamlaştırmaktadır. Bu ülkelerde bu markaları kendi adlarına tescil ettirerek markadan ve çalışmalardan faydalanmak isteyen fırsatçılar olabilmektedir. Veya rakip firmalar da olabilir. Bu durumlarla karşılaşabilme imkanı olan firmalar markalarını hem yurt içinde hem de ihracat yaptıkları ülkelerde tescillemişlerse içleri rahat edecektir. Ancak marka tescili olmaksızın iş yapıyorlarsa o marka ve şirket her tehlikeye açık demektir.